Monday, March 26, 2007

Dergi Ocak

ŞEYH EDEBALİ’DEN OSMANGAZİ’YE

Oğul!

İnsanlar vardır şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Güçlüsün, kuvvetlisin, akkıllısın, kelamlısın. Ama; Bunları nerede; nasıl kullanacağını bilemezsen sabah rüzgarında savrulur gidersin. Öfke ve nefsin bir olup aklını yener.

Daima sabırlı , sebatlı ve iradene sahip olasın.

Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün feth edilmiş gizemler, bilinmeyemler, görülmeyenler ancak senin erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır.

Bu dünyada inancını kaybedersen yeşilken çorak olur ,çöllere dönersin.

Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma. Gördün söyleme, bildin bilme.

Üç kişiye acı: cahiller arasındaki alime, zenginken fakir düşene, hatırlı iken itibarını kaybedene.

Unutma ki! Yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

Haklı olduğunda mücadlenden korkma. Bilesinki atın iyisine duru, yiğidin iyisine deli derler.

Ey oğul ! Beysin; bundan sonra öfke bize, uysallık sana; güceniklik bize, gönül almak sana; suçlamak bize, katlanmak sana; acizlik bize, yanılgı bize, hoş görme sana; geçimsizlik, çatışmalar, uyuşmazlıklar, anlaşmazlıklar bize, adalet sana; kötü söz, şom ağız haksız yorum bize, bağışlamak sana.

Ey oğul ! Bölmek bize, bütünlemek sana; üşengeçlik bize, uyarmak, gayretlendirmek sana, sekilledirmek sana.

Ey oğul ! sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz. Şunuda unutma: İnsan yaşatki devlet yaşasın.

Ey oğul ! İşin ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı. Allah yardımcın olsun.

Bir istanbullu'nun günlügü

- Uyanma; ilk is olarak tavana bakip yerli yerinde durduguna sukretme.

- Yataktan kalkma; bu esnadaki hafif bas donmesinin yatay halden dusey hale gecisten mi yoksa artci soktan mi olduguna karar verme.

- Avizelerin sallanip sallanmadigina bakma.

- Tuvalete girme; olasi bir yikimda uygunsuz yakalanmamak icin isi rekor surede bitirme.

- Dusa girme; bir elle vucut ovalanirken oteki elde ilk sallantida giyilmek uzere hazir bekleyen giyecekleri dusun disinda tutmaya calisma.

- Kahvalti hazirlama; masaya recelle peyniri koyarken bir sarki mirildanma, yani hayat 7.4 oncesiymis gibi davranma.

- Cayi yudumlarken gazetelere goz atma; haber, yorum, resim vs'ler sayesinde depremle yeniden yuz yuze gelme, lokmalari bogazina dizme.

- Avizelerin sallanip sallanmadigina bakma.

- Anne, teyze, arkadas, kardes, es, ahbap, dostla telefonda deprem konusunda fikir teatisinde bulunma. Her birinden yeni yeni senaryolar ogrenme. Birinden ogrendigini otekine aktarma. Aralarindan bazilarina siddetle inanma, senaryoya gore saatlik, gunluk, haftalik kacis programlari yapma.

- ''Turkiye Deprem Haritasi'na bakma, depremsiz yer arama. Anamur ile Karaman arasinda tercih yapamama.

- Avizelerin sallanip sallanmadigina bakma.

- ''Deprem oldurmez bina oldurur'' sozunden hareketle duvarlara potansiyel katil gozuyle bakma, icinden bir tablo asmak bile gelmeme.

- Konu komsu toplanip 17 Agustos oncesini yad etme.

- 862'nci kez istanbul'un zemin haritasina bakma, Trakya formasyonunun ne anlama geldigini hala anlayamama.

- Avizelerin sallanip sallanmadigina bakma.

- Obur tarafta 90-60-90 olmanin bir anlam ifade etmedigini dusunup ha bire yeme ha bire yeme.

- Deprem cantasina, evde koltuk ve perde disinda ne varsa doldurma; bir, iki, uc derken tam on iki adet deprem cantasi yapma. Kacarken herbirimiz ikiser tane alsak bile alti tanesini evde birakmak zorunda kalacagimizi hesaplama ve en iyi sinin kapinin onunde deprem TIR'ini hazir etmek olduguna kanaat getirme.

- Avizelerin sallanip sallanmadigina bakma.

- Uc aydir, olasi bir depremde dibinde cenin haline gelip yatacak iki karis uygun yer bulamadigina hayiflanma.

- Ust kattaki komsulari yukte agir esyalarini cikarma icin ikna etmeye calisma.

- Avizelerin sallanip sallanmadigina bakma.

- ''Enkazdan sag cikarsak, para lazim olur'' dusuncesiyle ''Ya sag cikmazsak? O halde hepsini yiyelim'' dusuncesi arasinda bocalama.

- Televizyonu acma, kanal basina uc profesor dustugunu gorme.

- Avizelerin sallanip sallanmadigina bakma. Hangi kanalda hangi guzide programin yer alacagi anonslarının yerini,hangi kanalda hangi profesorun canli yayin konugu olacagi anonslarinin aldigini gorerek, memleketin kultur seviyesindeki ani yukselise sevinme;sonra bunun kulturden degil korkudan oldugunu hatirlama.

- Hersek cukuru'yla Adalar Fayi'nin Televole'den fazla reyting aldigini gorup dunyanin sonunun geldigine inanma.

- Avizelerin sallanip sallanmadigina bakma.

- Butun Prof. Dr.'lari pur dikkat dinleme, hepsine inanma, dolayisiyla depremin olup olmayacagi konusunda bir kanaate varamama.

- Ev halki olarak Usemezsoy'cular, Barka'cilar, Ercan'cilar seklinde kamplara bolunme.

- Marmara Denizi'nden nefret etme. Bir daha feribotla Bandirma'ya gecmemeye karar verme.

- Bilimadamlariyla haber spikerlerinin pazarligini takip etme.

Spiker - Efendim, bir tane 7.5 yerine 6 tane 6.5 olsa...

Bilimadami - Olmaz efendim ya 100 tane 6.5 ya da bir tane 7.5 ustu. Asagisi olmaz.

- Avizelerin sallanip sallanmadigina bakma.

- Isikara'nin 15 dakikada 36 kanala telefonla baglanarak ayni seyi anlatmasina ragmen yuzunden asla bikkinlik ifadesi olmamasina sasma.

- Yatmaya hazirlanma; basucuna ''deprem''in ''d'isinde takilmak uzere kask,deprem'in ''m''sinden ''kurtulma''nin ''k''sina kadar gececek belirsiz surede tuketilmek uzere yiyecek, icecek koyma.

- Goruntude sokaga cikiyormus intibai yaratacak bicimde giyinme, yatmadan once gokyuzunun rengini kontrol etme. Eger beyaza ya da kirmiziya caliyorsa Kandilli'yi arama. ''Hanimefendi sacmalamayin lutfen'' cevabini alma.

- Bel cantasi ve cep telefonuyla yataga girme, kopek ulumalarina kulak kabartma. Ulumalar normal seyrinde devam ederse kus uykusuna dalma,ulumalarda bir artis sezilirse sokaga firlama.

- Galiba yavas yavas delirme.

ASHAB-I SUFFA

²ALLAH yoluna kendilerini tamamen adamış oldukları için yeryüzünde gezip dolaşamayan muhtaçlar(a yardım edin). Farkında olmayan onları zengin zanneder. Çünkü (istemekten) çekinirler. Sen onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Ve onlara ne iyilik yaparsanız, doğrusu ALLAH hepsini bilir.” Bakara 273

ALLAH, müslümanlara, kendilerini tamamen İslam hizmetine adamış, bu nedenlede hayatlarını kazanamayan kimselere yardım etmelerini emretmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v) döneminde Ashab-ı Suffa denilen sahabe grubu bu tür bir topluluktu.Onlar her an Hz.Peygamberin hizmetindeydiler. Hz. Peygamber (s.a.v) onlara İslam’ı öğretiyor ve İslam’a hizmet için onları eğitiyordu. Ashab-ı Suffa öğrendiklerini başkalarına anlatıyor ve Hz.Peygamber’in (s.a.v) emriyle çeşitli görevlere ve seferlere gidiyorlardı. Bunların yardıma muhtaç oldukları açıktır. Çünkü bunlar tüm zamanlarını İslam’a hizmetle geçirmektedirler ve maişetlerini kazanmaya ayıracakları vakitleri yoktur. Kendilerini tamamen iman yolunda çalışmaya verenlere veya zamanlarını ALLAH’ın mesajında yüceltilmiş olan ilim tedrisine, insanoğlunun iyiliği için uğraşmaya ve benzeri ulvi hedeflere adayanlara yardım edip sahip çıkacağız inşaallah.

TEMBELLİK

Sözlükte iş görmeyi, çalışmamayı sevmemek, çaba gösrekmekten, sıkıntıdan kaçmak olarak tarif edilen tembellik, Kur’an terminolojisinde kesl kavramıyla ifade edilmektedir. Lugatta kesl, atak olmanın gerektiği yerde tembellik, ağırlık ve futur göstermektir.

Genel anlamda tembellik, insan ruhunun seri ve ivedi hareket özelliğini kaybetmesi olarak söylenebilir. Ancak Kur’an’da kınanan tembellik, ibadetlere karşı gösterilendir. Nitekim yukarıda dilcilerin “ağır davranmanın uygun olmadığı yerde tembellik göstermek” olarak ifade ettikleri keslin tarifi de, bu hususu te’yid etmektedir. Bu anlamdaki tembellik, genellikle yapılan işte bir menfaat görmemekten kaynaklanmaktadır. Bundan dolayı namaz hususunda münafıkların tembelliklerine temas edilmektedir. ”Şüphesiz münafıklar ALLAH’a oyun etmeye kalkışıyorlar; halbuki ALLAH onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşünerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, ALLAH’ı da pek az hatıra getirirler.” (NİSA:4/142) Bu ayette münafıklara yöneltilen kınama, namaza üşene üşene kalkmaları, ondan herhangi bir sevap(menfaat) ummaları ve bu hususta kendilerine terettüp edecek cezadan korkmamaları sebebiyle olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü bu gibi insanların ALLAH’a inançları yoktur. Bundan dolayı münafıklar, mü’minlerin şevkle yaptıkları namaz ibadetine ağır bir ruh hali içinde kalkarlar. Bunu da ancak, müslümanların kendilerini gördükleri zaman yaprlar. Yalnız kaldıklarında ise bu yükümlülükleri asla yerine getirmezler. Namaz kılmaya tevessül etmelerindeki amaçları ise, sadece insanlara gösteriş yaparak kendilerine inanmalarını sağlamaktır. Razi münafıklara temas eden aşağıdaki ayetin tefsirinde, bu duruma işaret ederek ayette geçen küsala(tembel/üşengeç) kelimesinin anlamı hakkında müfessirlerin görüşünün ”Şayet onlar, bir topluluk içinde bulunurlarsa namazı kılar, yok eğer yalnızbaşına olurlarsa namaz kılmazlar” şeklinde nakl eder. ”Onların sadakalrının kabul edilmesini engelleyen, onların ALLAH ve Resulunün inkar etmeleri, namaza ancak üşenerek gelmeleri ve istemeyerek sadaka vermelerinden başka bir şey değildir.”(Tevbe 9/54)

Razi, bu kadarlık bir eylemin küfrü gerektirmemesinin lazım olduğunu, ancak ALLAH’ın bu guruhu küfürle niteledikten sonra dile getirmesi, bunların tembelliğinin, namazın vacib olduğuna inanmadıkları gerekçesiyledir. Asıl bunun, küfrü gerektiren bir hal olduğunu beyan eder. Razi’nin bu beyanı müslümanın ibadet hususunda göstermiş olduğu tembelliğin küfrü gerektiren bir şey olmadığına delalet etmektedir. Çünkü müslümanın bu tarz bir tembelliği, inançsızlığından değil de, bedensel futur gibi tembellikten kaynaklanmakta, ancak bununla birlikte bunun itikadın kuvvet ve zayıflığıyla yakın münasebetinin de olabileceğini unutmamak lazımdır. Nitekim beden ruhtan idare edildiğinden dolayı bedensel hareketlere düşünce kaynaklık etmekte, bunun da kuvvet ve zayıflığa göre insan eylemlerini kesin ve tavizsiz veya futurlu ve tembelce olabilmektedir.

TEMEL FIKRASI

Adamin biri bir gün Karadeniz Bölgesi'nde gezmeye gider. Arabasiyla ilerlerken bakar bir uçurumun kenarinda muhtesem bi manzara ve de bir grup yöreli davul zurna kemençe horon tepiyorlar. Çeker arabasini ve baslar seyretmeye, ama o da ne...

Adamlar bir tur atip geliyorlar uçurumun basina ve halayin basindakini atiyorlar asagiya...

Sonra bi tur daha ve yine bi adam asagiya...

Turist dayanamaz yaklasir yanlarina ve sorar:

* Kardesim ne diye atiyosunuz adamlari asagiya?

Içlerinden biri cevap verir:

* Haçan biz burada Temel atma töreni yapayruk.......

dua18.gif (1825 bytes)

Rabbimiz bize kendi katından bir rahmet ve davamızda zafer ver!

No comments: